Türkçe Meallerde Çeviri Hataları 6: Erkeğin kadından Üstünlüğü iddiası (Nisa 34.)
Bu ayet islam tarihi kahir ekseriyeti tamamında erkeğin kadından üstün olduğu iddiasıyla çevrilmiştir. Tevrat ve İncil’deki ifadelere hadis rivayetleri de eklenerek bir algı oluşturulmuştur.
Dolayısıyla kadınlara nikah’ta boşanma hakkı tanınmamış, camilerin en kuytu, havasız, zor girişli köşeleri zorda kaldıklarında namaz kılmaları için onlara ayrılmış, çarşı ve pazara çıkması fitne görülmüş, erkeklerin arzularına olumsuz cevap vermeleri lanetlenmiş ve ahiret yurdunda cehennemle cezalandırılacağı belirtilmiştir.
Burada kadın hakları ile ilgili şahitlik ve miras konularına girmeyeceğim. Zira onlar başka bir ayetin konusudur.
Mezkûr ayette böyle bir anlamın oluşmasında kimi kelime ve kavramlara yüklenen dönemin siyasi bakış anlamlarında gizlidir. Erkeklerin yönetimde etkin kılınması için Kavvam, yönetici; fadl, üstünlük ve Daraba fiili de kadınların dövülmesi olarak çevrilmiştir. Halbuki çeviride örnek aldıkları ilk dönem bu iddialarını destekleyecek argümanlar bulunmamaktadır. Nebi as. Eşleriyle arasında çıkan sorunlar neticesinde zorda kalsa bile böyle fiiliyatta bulunmuş (Bknz: Ahzap suresi), eşine karşı iftirada son ketmede babasının evine yollamıştır. Kadınların onuruyla erkeklerin onurunu bir tutmuştur. Kur’an’ın hayat kitabı olması göz önüne alındığında çevirmenlerce bu anlamın verilmesi Kur’an’ın genel kullanımında yüklediği yeni anlamlara bakılmaması, önbilgi problemleri etkili olmuştur.
Hasan Basri Çantay, ayetin Türkçe çevirisini ‘Erkekler kadınlar üzerine haakimdirler. O sebeble ki Allah onlardan kimini (erkekleri) kiminden (kadınlardan) üstün kılmışdır.’ demiştir.
Bir başka örnek de Hayrat Neşriyat’ın çevirisinde: ‘Erkekler, kadınlar üzerine hâkimdir (onların reisidir)ler. (Bu,) Allah’ın(insanlardan) bazılarını (erkekleri), bazısından (kadınlardan) üstün kılması ve (erkeklerin kendi) mallarından sarf etmeleri sebebiyledir.’
Kavvam kelimesi, erkeğin kadına yönetici olması mıdır?
Kavvam, arapça ‘kaveme’ fiilinden türetilmiştir. Mübalağalı ismi faildir. ‘Ayak üzerinde kalmak. Kalmak. Dikilmek’ anlamındadır. Kaim, koruyup gözeten, ayakta tutan, bir işi yapmaya azim eden, bir işin idaresini üzerine alan ve dengeli olan manasındadır.
Kelime Furkan suresi 67 ayette iki uç arasında orta yolda yürüme, dengeli bir tarzı benimseme anlamında kullanılmıştır: ‘Onlar ki, infak ettiklerinde ne israf ederler ne de cimrilik yaparlar. Bunlar arasında bir yol tutarlar’
Ayrıca Nisa 135 ve Maide 8. ayette ‘hakkaniyeti titizlikle ayakta tutan kimseler’ manasında kullanılmıştır. ‘Ey İman Edenler! Kendiniz, anne-babanız ve yakınlarınız aleyhinde olsa bile, Allah için Hakkaniyeti titizlikle ayakta tutan şahitler olun. Fakir olsun zengin olsun…’ (Nisa, 135) ‘Ey İman Edenler! Hakkaniyeti titizlikle ayakta tutan şahitler olun. Bir topluma olan kininiz sizi adaletli davranmaktan alıkoymasın…’ (Maide, 8)
Fadl üstünlük müdür?
Ayetin ikinci pasajında geçen ‘fadl’ kelimesi, Kur’an’da 104 yerde geçer. Genelde ‘orta halden fazlalık’ anlamı taşır. Ama kelime sabredenlere yönelik kullanıldığında övgü, gazap kullanımında ‘yergi’ için kullanılır.
Kelimenin dikkat çeken anlamlarından biri de ‘farklılık’ anlamıdır. En bariz halini nebi ve resuller için bu kelime kullanıldığında üstünlük iddiasının yapılmasıdır.
‘O peygamberlerden bazısını bazısına üstün ettik (Abdulbaki Gölpınarlı), O peygamberlerin bir kısmını bir kısmına üstün kıldık (Bayraktar Bayraklı), İşte peygamberler! Biz, onların bir kısmını bir kısmına üstün kıldık (Diyanet İşleri Yeni)’ (Bakara, 253).
Halbuki ayetin devamına bakıldığında bu mananın Kur’an’ın genel diline uygun olmadığı görülecektir. Allah’ın kimisiyle konuştuğu (Musa as.) kimisine de beyyineler verip Ruhu’l Kudüs ile desteklendiği (İsa as.) belirtilmektedir. Ayrıca Bakara, 136,285 ve Ali İmran 84. Ayetlerde elçiler arasında ayırım olmadığı ifade edilir. Dolayısıyla oluşan durum üstünlük değil, farklılıktır. Allah Musa as. Dışında hiçbir nebi ve resul ile konuşmamıştır. Ruhu’l Kudüs sadece İsa as.’yi desteklemiştir.
Darabe Dövmek midir?
Haliyle kavvam, hâkim, fadl üstünlük olsa, darabe fiili dövmek olur. Çünkü kadın o zaman erkeğin malı sayılır. Genel akışa uygun olur ve kadın aynı özden yaratılan değil erkek için var olan kişidir.
Fiil Kur’an’da çeşitli manalarda geçer. Bir yerden ayrılmak, kısıtlamak, rızkın hayırlısını aramak, yolculuğa çıkmak, dövmek, kesmek, yaralamak, örnek vermek, suda yüzmek, zaman geçmek, ateşe vermek, incitmek, ayırmak, hisse ayırmak, alıştırmak, meyletmek, iptal etmek, kaçınmak gibi anlamları vardır.
Ayette geçen ‘vedribu hunne’ yalnız dövme anlamı vermek doğru değildir.
Bunlar ışığında ayetin çevirisi şöyle olmalıdır.
‘Erkekler kadınların haklarını koruyup gözetmelidir. Allah bazınıza diğerine göre farklılıklar vermesi ve erkeklerin kendi mallarında harcamaları yönüyledir. Erdem sahibi kadınlar, uyumludur ve Allah’ın korumasını emrettiğini tek başlarına bile olsalar korurlar. Hırçınlık yapmaktan endişe ettiğiniz kadınlara öğüt verin, yataklarında yalnız bırakın ve onları (evden) ayırın. Eğer size uyarlarsa onların aleyhin bir yol aramayın. Şüphesiz Allah, yücedir, büyüktür. (Nisa, 34)’
Share this content:
Yorum gönder