Tevhid bizi meyve veren bir ağaç kılıyor mu?.

Tevhid bizi meyve veren bir ağaç kılıyor mu?.

Allah’ı bir kabul etmek…

Bizler Allah’ın varlığına iman ettiğimiz gibi onun birliğini kabul ettiğimizi ve böylece kelime-i tevhidi kabul eden olarak “İman”ı kabul ettiğimizi söylemekteyiz.

Allahın varlığı noktasında insanlar arasında sorun olmasa da(ateistler ve bir kaç görüş hariç) sorun Allah’ı tek olarak kabul etmektedir.

Zira müşriklerde Allah’ı kabul edip göklerin ve yerin yaratılmasını, suyun indirilmesini, Allah’a bağlayıp bunları yalnızca onun yarattığını söylerken ona ortaklar koşarak onun birlenmesi noktasında büyük sorunları vardı. Onların direnci bu noktada idi. Çünkü Allahın birliğini kabul yaşam tarzının tümü ile değişmesi, Allah’ı hayatın içinde alarak ona adanmak ve tüm benliğin ile ona yönelmek demek olduğunu bilerek bu kelimeye karşı çıkıyorlardı.Yani onlar Allah’ın tekliğini inkar eden kafirlerdi.

Bizlerde de aslında aynı sorun vardır. Onlar Allaha sözle ortak koşarken bizlerde Allah’ı sözle birliyor ama amellerimizde onlardan başka bir şey yapmıyoruz.

Bu durumda meyvelerini vermeyen bir kabullenme sonuçta onlardan farklı olmayacaktır.

Allah’ın sana nasıl misâl verdiğine baksana ; güzel bir “kelime”, kökü sağlam, sabit, dalları gökte güzel bir ağaç gibidir. O ağaç, Rabbinin izniyle yemişlerini “her zaman” verir. Allah, insanlara böyle örnekler verir ki, düşünüp ibret alabilsinler. İbrahim 24-25

O güzel kelime nedir?

İbrahim a.s varis bıraktığı;

Bir zaman İbrahim, babasına ve toplumuna şöyle demişti: “Ben, sizin yöneldiklerinizden uzağım.” “Ben ancak O, beni yaratana yönelirim.. Şüphesiz O beni doğru yola iletecektir.” İbrahim bunu, belki dönerler diye, ardından gelecekler arasında kalıcı bir” kelime” yaptı. Zuhruf 27-28

Ortak bir kelime;

De ki: “Ey Ehlikitap! Sizin ve bizim aramızda aynı olan şu “kelime”ye gelin: “Allah’tan başkasına kulluk etmeyelim, O’na hiçbirşeyi ortak koşmayalım. Allah’ı bırakıp da birbirimizi rabler edinmeyelim.” Eğer yüz çevirirlerse şöyle söyle: “Tanık olun, biz Müslümanlarız /Allah’a teslim olanlarız.” Al-i İmran 64

Bu kelime güzel bir ağaca benzetilirken yemişlerini de Rabbin izni ile her zaman verir” misali, içselleştirilerek bütün bedene hayat vermesi gereken bir iz bırakmalıdır.

Kelime manası itibari ile bir kişiyi açıkça etkisini gösterecek bir şekilde yaralamaktır.

Bu, tevhid kelimesinin ya da şehadet kelimesinin (kelime-i Şehadet) meyve verici ama her zaman meyve veren bir ağaç olması gerektiğini ifade eder.O kişi de bu şekilde bir yara tesir meydana getirmelidir.

Aksi halde o ağaç şeytan başları gibi meyve veren ya zakkum ağacı gibi olur ya da meyvesi olmayan kerestelik ya da odun olmak üzere varolan bir ağaç olur. O yaralama sadece kan kaybından başkası olmaz.

O halde  bizler bu ağaçlardan hangisiyiz ?

Zakkum ağacı gibi, şeytanların başları gibi meyveler mi veriyoruz? Allah’tan daha çok birilerini severiz. Allahın hayatımızda önemi yok denecek kadar azdır. Allah’ı bazı mekanlarımıza davet ederiz,  Allah’ı bazı zamanlarda hatırlarız…

Anne babamıza kötü davranır onlara bağırırız. Yetime ve yoksula benimle beraber mi kazandı, gitsin çalışsın, “Bana ne” deriz. Giyimde, yemede lüks ve israfta adeta yarışırız. eşimize ve çocuklarımıza bağışlayıcı   yaklaşmaz  ya da onları herşeyin üzerinde görüp ben sizin için çalışıyorum deriz (Allah’ın işçisi olduğumuzu unuturuz.). Dünya nimetlerinde ebedi kalacakmış gibi adem gibi yasak olan meyvelere uzanırız. Arkadaşlarımız hakkı ve sabrı tavsiye edenler değildir.

 İçlerinden biri der ki: “Benim bir arkadaşım vardı.” “Sen de tekrar dirilmeyi tasdik edenlerden misin?” derdi“Gerçekten biz, ölüp bir toprak ve kemik yığını hâline geldikten sonra mı, biz mi hesaba çekileceğiz?” Konuşan o kimse, yanındakilere, “Bakar mısınız, hâli ne oldu?” der. Kendisi de bakar ve onu cehennemin ortasında görür. Saffat 51-55

Peşinden gittiklerimizi, bizi Allah’a değil, daha çok para kazanmaya, daha meşhur olmaya, daha çok tüketip, nefsimize çağıranlardan seçeriz.

Bu şekilde geçen bir hayat, kurumuş bir ağaç gibi değil midir?  Kim bu ağacın meyve veren olduğunu söyleyebilir? Bu durumda tevhid kelimesini söylemiş oluyor muyuz? Meyve vermeyen ya da acı meyve veren bu ağaç güzel kelimeye benzetilen ağaç olabilir mi?

Üstelik her zaman meyvesini veren bir ağaç olması bazen meyvesini veren bir ağaç olmaması manasında ise ,o halde her zaman Yalnız Allah’a yöneliş ve anma içinde ıslah edicilerden olmalıyız.

Bu kelime her zaman meyvesini veren bir ağaç ise, bulunduğumuz her yerde, tüm çevre şartlarında tüm mekanlarda,her türlü insanlarla olan ilişkide meyve verecek şekilde toprak gibi olmalıyız.Zaten topraktan yaratılmadık mı?.

Bunun için bu kelimeyi kalbimizin derinliklerine kadar kök salan, dalları tüm organlarımızı saran bu organ dallarımızla, amellerimizi, meyvelerimizi veren bir ağaca dönüşmeliyiz.

Onun için lailahe illallah diyen cennetliktir. Ama bu kelimeyi her zaman meyve veren bir ağaç olarak anladığımızda bu söz idrak edilmiş olur.O halde şu ayetteki tanıma uygun olmalıyız.

Onların Tevrat’taki nitelikleri. İncil’deki nitelikleri de şöyle: Tıpkı bir ekin ki filizini çıkarmış, o filizi kuvvetlendirmiş. Filiz kalınlaştı, gövdesi üzerine dikildi. Ziraatçıları da imrendirir/hayran bırakır bu ekin. Fetih 29

Tevhidi içselleştirip , gövdesi üzerine dikilen, rüzgarların ve saldırıların yıldıramadığı bir samimiyet ile güzelleşen muvahhidler olmadıkça Allah’ı razı edemeyiz.

Oysa bizlerin hayatları babamız ibrahim’in kendisi ile mücadele ettikleri yanında geçmektedir.Taşlar olmasa da onlar gibi manalar verilen insan, eşyalara karşı bir meyil içine girmişiz.

Share this content:

Yorum gönder