Allah helak için neden bekliyor?

Allah helak için neden bekliyor?

Gazze’de yaşanan son olaylardan sonra inkarcı ve deistler  ‘Allah neden yardım etmiyor? Halbuki Bedir’de 3000 melekle resulüne yardım göndermişti. Allah Gazze’ye neden melek gönderip müminlere yardım etmiyor? demekteler.

Evvela Gazze’de yaşanan katliamlar yalnız insanlığın değil doğanın da katledilmesidir. Tonlarca bombanın atılması, zehirli gazların salınması yalnız bir bölgeyi etkilemiyor, dünyanın bütün ekolojik sistemini de bozuyor.

Birleşmiş köpekler ile halkı müslüman olan devletlerin sessizliği ayrı bir üzüntü kaynağı. Tehvid’den dem vuran İslami  dernek ve cemiyetlerin hem basın toplantılarını hem de gösteri ve yürüyüşlerini fevri yapmaları müslümanların kuvvetini, rüzgarını görmüyorlar.

Bu denli zulüm yaşanırken  biz ne zaman birlik olacağız, sorusu ümmetin ‘tevhid’ üzerinde yeteri kadar düşünmediğinin ve çözüm yolu olarak sundukları kendi yollarının çözüm olmadığının da bize cevabını veriyor.

Allah helak niçin neden bekliyor.

Bazı olaylar ve durumlar vardır ki, insanın ayarını, kalitesini ortaya koyar. Bir mücadele, samimiyet ortaya konulmadan, Allah nerede, gazabı nerede  demek mantıksızlıktır. Zira soru şu şekilde olmalıdır: ‘İnsanlık ve doğa zalimlerce katledilirken ‘Ben ne yapıyorum. Çabam yeterli midir?’  olmalıdır. Yaratıcıdan sorguya başlamak mantıksızlıktır. Önce insan kendisini ve çabasını sorgulayacak. Yaratıcıdan sorguya başlamak yaratıcıyı bilmemek, anlamamaktır.

Musa as. devrin en büyük gücü Firavun’a karşı çıkarken hakkı yüzüne karşı haykırmış, hayatı pahasına mücadele vermişti. Çocukların katledilip köleleştirildiği bir durumda firavun’un sarayında hakkı yüzüne karşı haykırmış, imkanların tükendiği bir zamanda iman edenleri bir gece vakti ardından hareket ettirmişti. Zalimlerin peşlerine düşüp tam yakaladık dedikleri bir anda Allah’ın yardımı gelmiş ve gözleriyle hepsi denizde boğulmuştu.

Allah ‘bittim’ denildiğinde insanın elini tutar.Elbette Musa as. devrin süper gücüne karşı çıktığında Firavun’un yenilmezliğine dem vuranlar vardı. Bu düşünce Allahtan başka galip yoktur (Yusuf,21) ayetine muhalifti.

Bu tip olaylar bir sınamadır. Kötü ile iyi, çirkin ile güzel, iman eden inkarcı, münafık birbirinden ayrılsın, kendi yaptıklarına öncelikle kendisi, sonra Allah, insanlar bilmesi, şahit olması içindir. Yoksa zalimlerin içinde taşıdıkları kin ifşa olmadan Allah onlara gazap etse ‘belki hatasından sonra geri dönecekti’ mazeretini bertaraf olmayacaktı.

Allahın cezalandırmada acele etmemesi mühlet vermesi, kişiyi unuttuğu, yaptığını yanına bıraktığı veya mükafatlandırdığı anlamı taşımaz. Aslında cürümleri kat kat artsın daha şiddetli bir cezaya çarptırılsın diyedir. İnandıkları ilahı olimpos’un tanrıları gibi görüp her hataya anında karşılık verip cezalandırılmasını bekleyen hevalarına göre bir ilah edinenlerin düşüncesidir.

Kur’an Bedir savaşında Meleklerin fiili bir yardım yaptığından  (savaşa bizzatihi katıldığından)  ve meleklerin yardımıyla savaşın kazanıldığından bahsetmez. Bu bir yanılgıdır. Uhud’ta Nebi aralarında olduğu halde müslüman hezimete uğradığında aynı soru gündeme gelmişti: ‘Allah bizimle beraberken biz neden yenildik?(Ali İmran, 165)’ Ayetin devamında ‘deki, bu (hezimet) sizden kaynaklıdır’ der. Sorunun temelinin gereğinin yerinden getirilmemesinden kaynaklı olduğunu belirtir.

Uhud’taki gereklilik okçuların yerlerini ne suretle olursa olsun terk etmemesiydi. Okçular tepesi boş kalınca, düşman tepeyi dönerek arkadan saldırmış ve bir hezimet yaşatmıştır. Gerekliliği yerine getirmeden ahkam kesmek ‘Her insana çabası karşılığı vardır ve çabasının karşılığını görecektir (Necm, 39,40) ayetini görmezden gelmektir.

Tembelliğin karşılığı Allah olmamalıdır. Bugün Gazze ve filistin için her türlü destek ihtiyaçtır. Kimisi duasıyla kimisi malıyla kimisi canıyla mücadelesini yapar. Allah sorumluluk bilinci taşıyanlarla beraberdir.

Ama insan nankördür, sorumluluk bilincini bir yana bırakıp tüm güzellikleri ve nimetleri veren yaratıcıyı şeytani eylemlerle suçlayarak kendisine haklılık payı çıkarıyor… İnkarcı ve deistlerin haklı gibi görünen bu soruları açıkça bir haksızlığın ürünüdür…

Share this content:

Yorum gönder