Kuran’da Kınanan İnsan Tipleri

Kuran’da Kınanan İnsan Tipleri

 

Din, insanların iyi ve kötü ölçülerini belirleyen, insana dünya hayatının ötesindeki bir hayatı özümseten önemli bir gerçekliktir. Dinin kaynağı olan kutsal metinler ise içerdiği emir ve yasaklarla kişiyi inancının bilincinde olduğu ilk andan itibaren etkiler ve onun karakterini, değer ve düşünce dünyasını şekillendirir.

Kur’an-ı Kerim, insanın Allah’a iman etmesini vurgulamasının yanında onun hayra, barışa, doğruya ve güzele yönelmesini de emreder. İnsanın karakterine ve psikolojisine dair bir değerlendirme yaparak olumlu ve olumsuz insan tiplerinden bahseder. Olumsuz insan tiplerini kınar ve onlardan kaçınılması gerektiğini belirtir.

Kuran’da bahsedilen olumsuz insan tiplerinden bazıları şunlardır:

Allah’ı Unutan İnsan:

O kimseler gibi olmayın ki, Allah’ı unuttular da Allah da onlara öz benliklerini unutturdu. Yoldan çıkmışların ta kendileridir onlar. (Haşr, 19)

Ahdinde Durmayan İnsan:

Allah’a verdikleri sözü ve yeminlerini basit bir bedel karşılığı satanlar var ya, işte onlar için âhirette hiçbir nasip yoktur. Allah onlarla konuşmayacaktır, kıyamet günü onlara bakmayacaktır, onları temizleyip arıtmayacaktır. Onlar için korkunç bir azap vardır. (Ali İmran, 77)

Arzusunun Esiri Olan İnsan:

İğreti arzusunu ilah edinen kişiyi gördün mü? Şimdi ona sen mi vekil olacaksın? (Furkan, 43)

Azgın İnsan:

Bir mümin hakkında onlar ne bir yemine saygı gösterirler ne de bir antlaşma şartına. Onlar düşmanlık dolu, azmış kişilerin ta kendileridir. (Tevbe, 10)

Bilgisizce Tartışan İnsan:

İnsanlar içinde öylesi vardır ki, Allah konusunda ilimsiz, kılavuzsuz ve aydınlık getiren bir kitaba sahip olmaksızın mücadele edip durur. (Hac, 8)

Boş Konuşan İnsan:

Onlar yalana tanıklık etmezler/yalan söze kulak vermezler. Boş lakırdıya rastladıklarında soylu bir tavırla geçip giderler. (Furkan, 72)

Böbürlenen İnsan:

Allah’a ibadet edin. O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana-babaya, akrabaya, yetim ve öksüzlere, çaresizlere, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolda kalmışa, size bağımlı olanlara iyi ve güzel davranın. Allah, kasılıp böbürlenen şımarıkları sevmez. (Nisa, 36)

Cahil İnsan:

Affetmeyi esas al! İyiyi ve güzeli emret, cahillerden yüz çevir! (A’raf, 199)

Cimri İnsan:

Böyleleri cimriliğe saparlar, insanlara cimriliği emrederler ve Allah’ın lütfundan kendilerine verdiği şeyi saklarlar. Nankörler için biz, rezil edici bir azap hazırladık. (Nisa, 37)

Dinle Alay Eden İnsan:

Ey iman edenler! Sizden önce kitap verilenlerden ve küfre sapanlardan, dininizi oyun ve eğlence edinenleri dost tutmayın. Eğer inanıyorsanız Allah’tan sakının. (Maide, 57)

Emanete İhanet Eden İnsan:

Ehlikitap’tan öylesi vardır ki, ona yüklerle emanet teslim etsen onu sana iade eder. Onlardan öylesi de vardır ki, ona bir dînar emanet etsen, tepesine çökmedikçe onu sana geri vermez. Bunun sebebi şudur: Onlar: “Ümmîlerin, bizim aleyhimize yol bulmaları mümkün değildir.” demişlerdir. Onlar, bilip durdukları halde, Allah hakkında yalan söylerler. (Ali İmran, 75)

Fesat Çıkaran İnsan:

Yanından ayrıldığında/işbaşına geçtiğinde yeryüzünde fesat çıkarmak, ekini ve nesli yok etmek için işe koyulur. Oysaki Allah, fesadı sevmez. (Bakara, 205)

Gafil İnsan:

“Bugün senin bedenini kurtaracağız ki, arkandan gelenlere bir ibret olasın. Ama insanların çoğu bizim ayetlerimizden gerçekten habersiz bulunuyor.” (Yunus, 92)

İsraf Eden İnsan:

Çardaklı ve çardaksız bahçeleri, ürünleri çeşit çeşit hurmaları, sebzeleri, zeytinleri, narları, birbirine benzer ve benzemez biçimde oluşturan O’dur. Her birinin meyvesinden, olgunlaştığı zaman yiyin ve hasat gününde onun hakkını da verin. İsraf etmeyin, Allah israf edenleri sevmez. (En’am, 141)

Kaba İnsan:

Allah’tan bir merhamet/bir sevgi sayesindedir ki, sen onlara yumuşak davrandın. Eğer kaba-saba, katı yürekli olsaydın senin çevrenden kesinlikle dağılır giderlerdi. O halde bağışla onları, af dile onlar için; iş ve yönetim korusunda da onlarla şûraya git. Bir kez azmettin mi de artık Allah’a güvenip dayan! Allah, tevekkül edenleri sever. (Ali İmran, 159)

Kalbi Katılaşmış İnsan:

Sonra bunun ardından kalpleriniz yine kaskatı kesildi. Taş gibidir o. Belki daha da katıdır. Taşların bazıları var ki, ondan ırmaklar fışkırır. Bazıları var ki, çatır çatır yarılır da içinden su çıkar. Öylesi var ki, Allah korkusundan aşağılara düşer. Allah, yapıp durduklarınızdan gafil değildir. (Bakara, 74)

Kalbi Mühürlü İnsan:

Allah onların kalpleri, kulakları üzerine mühür basmıştır. Onların kafa gözleri üstünde de bir perde vardır. Onlar için korkunç bir azap öngörülmüştür. (Bakara, 7)

Kıskanç İnsan:

Ehlikitap’tan birçoğu, benliklerindeki kıskançlık yüzünden sizi, imanınızdan sonra kâfirler haline bir döndürebilseler diye yürekten istedi. Hem de gerçek kendilerine ayan-beyan olduktan sonra… Allah, buyruğunu getirinceye değin affedin, hoşgörün. Allah, her şeye gücü yetendir. (Bakara, 109)

Kötülüğü Özendiren İnsan:

İşledikleri kötülükten birbirlerini sakındırmıyorlardı. Ne kötü şeydi yapmayı sürdürdükleri! (Maide, 79)

Küfre Sapan İnsan:

Her ümmetten bir tanığı ortaya sürdüğümüz gün, küfre sapanlara ne izin verilir ne de özür dilemelerine imkân sağlanır. (Nahl, 84)

Haram Yiyen İnsan:

Onların birçoğunun günahta, düşmanlıkta, haram yemede yarıştıklarını görürsün. Ne kötüdür o yapmakta oldukları! (Maide, 62)

Hilekar İnsan:

Şu bir gerçek ki, ikiyüzlüler hileler düzerek Allah’ı aldatmaya uğraşıyorlar. Ama Allah da onları aldatıyor. Onlar namaza/duaya kalktıklarında tembel-miskin bir halde kalkarlar, insanlara gösteriş yaparlar. Onlar Allah’ı çok az hatırlarlar. (Nisa, 142)

Malı Aşırı Seven İnsan:

Malı, devşirip depolatacak bir sevgiyle seviyorsunuz. (Fecr, 20)

Münafık İnsan:

Bunlar iman etmiş olanlarla yüzyüze geldiklerinde, “İman ettik” derler. Kendi şeytanlarıyla başbaşa kaldıklarına ise söyledikleri şudur: “Hiç kuşkunuz olmasın biz sizinleyiz. Gerçek olan şu ki, biz alay edip duran kişileriz.” (Bakara, 14)

Nankör İnsan:

Kendisinden istediğiniz her şeyden size bir parça verdi. Allah’ın nimetini saymaya kalksanız, sayıp bitiremezsiniz. Doğrusu şu ki insan, gerçekten çok zalim, çok nankördür. (İbrahim, 34)

Şımarık İnsan:

Ve eğer ona, kendisine gelip çatan bir zorluk ve kederden sonra bolluk ve nimet tattırırsak, hiç kuşkusuz şöyle diyecektir: “Tüm sıkıntı ve kötülükler benden uzaklaşmıştır.” Bu durumda o, bir sevinç şımarığı, bir kendini beğenmiş olur. (Hud, 10)

Taklitçi İnsan:

Böylelerine, Allah’ın indirdiğine uyun dendiğinde şu cevabı verirler: “Hayır, biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarız.” Peki, şeytan onları, alevli ateşin azabına çağırmış olsa da mı? (Lokman, 21)

Ümitsiz İnsan:

İnsanlara bir rahmet tattırdığımızda, onunla ferahlar, şımarırlar. Kendi ellerinin hazırladıkları yüzünden kendilerine bir kötülük gelip çatsa, hemencecik ümitsizliğe düşerler. (Rum, 36)

Sapkın İnsan:

Dedi: “Sapıtmışlardan başka kim ümit keser Rabbin rahmetinden!” (Hicr, 56)

Şirke Sapan İnsan:

Şirke sapanlar, ortak tuttuklarını gördüklerinde şöyle derler: “Rabbimiz, işte bunlar seni bırakıp da yalvarıp yakardığımız ortaklarımız.” Bunun üzerine ortakları onlara şöyle söz dokundururlar: “Siz, yalancılarsınız, yalancılar!” (Nahl, 86)

Yalancı İnsan:

Vay hallerine o gün, yalanlayanların, ki onlar bir batağa dalmış oynamaktadırlar. (Tur, 11-12)

Yardımı Başa Kakan İnsan:

Mallarını Allah yolunda harcayıp sonra bu harcadıklarına bir eziyet ve başa kakma eklemeyenlerin, Rableri katında kendilerine has ödülleri vardır. Korku yoktur onlar için; tasalanmayacaklardır onlar. (Bakara, 262)

Zalim İnsan:

İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlara gelince, Allah onlara ödüllerini tam olarak verecektir. Allah zalimleri sevmez. (Ali İmran, 57)

Zorba İnsan:

Katımızdan bir kalp yumuşaklığı, bir temizlik verdik. Korunan biriydi o. Ana-babasına iyilik eden biriydi; zorba, isyancı biri değil. (Meryem, 13-14).

 

Kaynak: dinlertarihi.info

Share this content:

Yorum gönder