Olgunlaşma İçin Ateşler İçinde Yanma Gerekir
Bilin ki mallarınız ve evlatlarınız bir fitnedir. Allah katında ise daha muhteşem bir karşılık vardır.Enam 28
İnsan için mallarının ve evlatlarının fitne olması, ilk anda onların saptırıcı bir potansiyel olarak varolduğunu akla getirir. Oysa fitne sadece bu anlamda kullanılmış değildir. Fakat bu kelime ilginç bir şekilde olgunluk ve hamlık anlamlarını ihtiva edecek şekilde iki manada da kullanılmıştır.
Yüce Allah rahmet sahibi olarak malı ve insanın evlatlarını kötülük manasında bir fitne olarak takdir etmez.
Fitne şayet altının curufunun temizlenmesi ise şu halde buradaki fitne, arınma, olgunlaşma için varolan bir fitnedir.
Sizi imtihana çekip hanginizin daha güzel amel işleyeceğini bildirmek için ölümü ve hayatı takdir etti. Mülk 1 ayeti bunu izhar eder.
Dikkat edilirse imtihan aslında iyi ile kötünün ayırtedilmesi için değil, kimin en güzel iş işleyeceğinin tespiti içindir.
Burada da fitne ateşte yakmak yada kavrulma anlamında değildir. Aksine ateşte yemeğin pişerek kıvamlı hale gelmesi gibi kişinin de kıvamlı hale gelmesi için bir ateştir. Buna göre mallar ve evlatlar bir imtihandır ama bu imtihan bireyin faydasına olarak onun kıvamlı hale gelmesi içindir.
Fakat insanlar bunları kendileri için fıtrattan ayrılma, ya da yanma manasında bir manayı hayatlarına koymaktadırlar. Hal böyle olunca bunlar onlar için apaçık bir hamlıktan başkası olmamaktadır.
Şöyle ki birey mal ve evladın sevgi ateşiyle yanarsa mal ve evlat onun gönlüne kadar işleyen yakıcı bir ateş olur.
Çünkü bunlar onun üzerinde olgunluk vazifesini ifa etmemiştir. Onların kendi üzerindeki hakkı olan olgunlaştırma vazifesinden daha yukarı bir konuma koyarak, hem onların hakkını zulme çevirmiş hemde kendisini geriye doğru götürmüştür. Bu hali ile o, aslında hamlıktanda daha geri giderek çürümeye başlamıştır.
Mallar ve evlatların varlık nedeni olgunlaştırma iken insan onu kavrulma manasında algıladığında onlara karşı sorumluluğunu ifa edemediği gibi kendisini de ateşlere atmaktadır.
Oysa Allah onun için daha büyük bir ecirden bahsederek onları bu büyük ecre doğru giden yolda olgunluk vesilesi kılmasını isterken, onların ateşi ile kavrulma ve hamlıktan kurtulmaları içinde bu büyük ecri onlar için ateşli bir teşvik kılmaktadır.
Şu halde her halukarda yüce Allah, insanları ateşlerden kurtulmaları için, içinde bulundukları hali anlatmakta ve yine büyük ecirle onların mal ve evlatlara olan fitne ateşlerini söndürmelerini istemektedir.
Oysa birçoğumuz olgunlaşmadan bahseder, ileriye doğru gittiğinden, kıvama geldiğinden bahseder. Fakat tercihler ile başbaşa kaldığında pişmeyi değil, ham kalmayı tercih eder.
Bizler gerçekten de pişiyor muyuz? Yoksa yanıyor muyuz?
Share this content:
Yorum gönder