Sizin Ondan Başka İlahınız Yoktur!
Sizin ondan başka ilahınız yoktur. O’na kulluk edin. Araf 85
Kula kulluk insanlar arasında, özellikle Müslüman denen toplumlarda üzerinde çokça durulan ve kendisinden kaçınılması için de, Yiğitliklere, destanlara, ağıtlara, türkülere, şiirlere konu olan önemli ve en temel bir değer olarak karşımızda durmaktadır.
Bu, hem insanın yaratılışından gelen bir onur, hem de kültür ve geleneğin ayakta tutmak üzere söyleme döktüğü en temel kıymet olmasındandır. Kula kulluk, Yaratılmış olanlara kulluktur. Bu da Allah dışında her şeyi ihtiva eder. Zira bilmekteyiz ki her şeyi, istisnasız olarak yaratan Allah’tan başkası değildir.
Göklerde ve yerde olan her şey onundur. Hepsi O’na boyun eğmiştir. R’ad 26
Rabbin ayetlerinde söz konusu ettiği gibi her şey O’nun kulu ise hepsi aynı seviyededir. Birinin diğerine herhangi bir üstünlüğü bulunmamaktadır. Tarih boyunca gelen tüm elçiler temel olarak da insanlara bu değeri hatırlatmak ve bu değeri ayağa kaldırmak üzere gelmişlerdir. Bu durumda aslında insanları yaratılışlarında olan değerlerinden başka bir şeye çağırmamışlardır. Ama buna rağmen kendisini diğerinden daha yukarıda gösteren ya da birilerini yukarıya çıkaranlar vardır. Zira esas sorunda buradadır. Allah gibi değer verme ya da ilahilikten bir pay sahibi olmak… Yeryüzündeki tüm kötülüklerin ve ifsadın temeli de budur. Şayet Allah’a dayanılmaz, o referans alınmazsa insan bir şeylere dayanma ve bir şeyleri referans alma ihtiyacını bir şey ya da bir şeyler ile gidererek değerlerini ve değerini kaybedecektir.
Hüküm koyucu, yardım edici, rızık verici, şifa verici, varlığını kendisine bağladığı herşey olabilirken, hayata bakışını belirleyip, uğrunda çaba sarfettiği hatta canını dahi vermeye göze aldıkları da olabilir. Gelenek, vatan, millet, ırk, binek araçlar, evler, nakitler, altın ve gümüşler, kariyerler, mallar, çocuklar, eşler, siyasi parti liderleri, kanaat önderleri, din adamı altında ortaya çıkanlar, atalar gibi listeyi çokça uzatmak mümkündür. Hatta Allah’ın dininden olduğunu söylediği halde bu dinin gönderilme amacına aykırı hareket edenler, Allah’ın elçilerini (İsa as., Muhammed as.) ilahlık konumuna çıkarırken, haram helal yetkisini din adamı adı altında ortaya çıkanların koyacağını da dinin bir değeri olarak kabul etmişledir.
Allah’ın nimetlerini ona koştukları ortaklara adarken diğer taraftan melekler gibi bilinmeyen ve görülmeyen varlıklara da Allah’tan bir pay vermişlerdir. İnsan nefsinin hoşuna gidenleri ya bir menfaat sağlamak için ya da cahilliğinden Allah gibi görür. Oysa O’nun Allah gibi olmadığı ve olamayacağı da ortadadır. Buna rağmen bunu yapar ve Allah’a ortak koşar. Her ne kadar gelenekte ve insanların algısında taşlara tapınmak ortak koşma olarak tanımlanıyorsa da kula kulluk, sadece taşlar ile sınırlı değildir. Yaratılmış olan her şey bu kapsama girer. Zira asıl olan o şeyin kendisi değil, ona yüklenen mana ve O’na verilen değerden kaynaklanır. Allah’ın indirdiğine rağmen, atalardan ve gelenekten gelen din anlayışı daha değerli kabul ediliyorsa geleneği ve ataları Allah’a ortak koşmaktan bahsedilebilir. Ebedi olarak devletin, elçinin ya da başka bir şeyin yaşayacağını söylüyorsan Ebedi olan Allah’a o şeyi ortak koşmuşsun demektir. Allah’a rağmen, en sevdiklerin başka, tercihlerini Allah’ın emrine rağmen başka şeylerde kullanıyorsan veya Yaşam tarzın Allah odaklı ve O’na hesap verme üzere değilse, hayatın odağına koyup, hesaplarını üzerine kurduğunu Allah’a ortak koşuyorsun demektir. Oysa biz biliyoruz ki Allah’ın ortağı yoktur. Bunu sadece sözle değil, fiili olarak da ispat etmek gerekir. Hem de samimiyetle. Bu da ancak, tercihler, referans noktaları ve yaşam tarzı ile mümkündür. Bunun örnekliği ise İbrahim as.’ de görüyoruz. Sorgulama yapan olarak “kendi ellerinizle yonttuğunuza mı kulluk ediyorsunuz?” diyerek aslında onların ilah olmayıp, kendilerinin onlara bu paye verdiğinden bahseder. Kula kulluk etmeme, İbrahim as.’ da görüldüğü üzere öncelikle sorgulama ile olur. Bu sorgulama yargılamayı beraberinde getirir. Sonunda adalete hükmedilmelidir. En büyük zulüm olan şirkten bu şekilde uzaklaşılır. Şan ve şerefi kazanmanın tek yolu da budur.
Share this content:
Yorum gönder