Allah’a güvenin verdiği Cesaret ve Basiret

Allah’a güvenin verdiği Cesaret ve Basiret

İki topluluk birbirini görecek hale gelince, Mûsa’nın adamları seslendi: “İşte şimdi yakalandık!”

Hayır, asla!” dedi, “Rabbim benimledir ve O muhakkak ki bana kurtuluş yolunu gösterecektir!”Şuara 61-62

Allah’a teslim olanlar, Allah’ı yanında kabul edenlerdir. Daima onunla birlikte olduğunu bilenler olarak onun hidayetine tabi olurlar.

Bu hidayet ise samimiyet, ciddiyet ve disiplin üzere  istikamet bulan bir yoldur.

Musa a.s bu nokta da teslimiyet, basiret ve onunla birlikte büyük bir cesaret örnekliği göstermiştir.

Bu örnekliğin Allahın kitabında kıyamete kadar varlığı bizlerin unuttuğu ama daima hatırlamamız gereken hakikatleri ifa açısından önemlidir.

Zira bizler Allah’a teslim olduğumuzu söyleyerek onun tüm emirlerini ve ondan gelecek olan her şeye başım gözüm üstüne dediğimiz halde başımıza gelen sıkıntı, eza ve cefalarda hiçte böyle bir davranış sergilemiyoruz. O anlarda Allah’ı unutup büyük bir umutsuzluk içine düşüp, dünyamız başıma yıkılıyor. Sözle bazen “Allah büyüktür.” deyip eylemlerimizde, kalbimizde ve kafamızda hala o sıkıntının vesveseleri içinde debelenip duruyoruz.

Tabi, aslında bu sonuca ulaşıncaya kadar ki süreçte yaptıklarımızın da Allah’a teslimiyetten değil, Onu unutmaktan dolayı başımıza gelmiş olması da ayrı bir problem…

İnancımızdaki bu eksiklik okullarımızdan başlayıp tüm hayatımıza kadar sirayet etmiştir. Çünkü bu “Allah yoktur.” inancının tezahürü olarak şeytanların ve onların arkadaşlarını hayatımıza soktuğu bir sapkınlıktır.

Çünkü bizler determinizmi hayatımıza sokmuşuz. Hep şunu demişiz “aynı sebepler aynı sonuçları doğurur.”

Buradan hareketle sanki sonuçları yaratan, işlerin sonunun döndüğü mercii olarak sebepleri görmüşüz.

Bu hayatta Allahın belirleyiciliği yok mu? Aristo mantığındaki gibi Allah yaratmış ve bir kenara çekilmiş midir?

Yaşantımızın sürekli korku ve endişe içinde geçmesi, aç kalma korkusu,çocuklarımızı için gelecek korkusu, ticaretimizin kesat gitme korkusu, işlerimizde başarısız olma korkusu, hastalandığımızda, sahipsiz kalma korkusu,rızık kazanma endişesi, elimizdekileri kaybetme korkusu bizim teslimiyetimizdeki zaafiyetimizden gelmektedir.

Şayet Allah’a teslim olup onu yanımızda kabul etsek korku ve endişelerimiz olur mu? şayet hala endişe ve korkularımız  oluyorsa Ya Allah’ı tanımıyoruz ya da Allah’ı tanıyoruz ama ona teslim olmuyoruz demektir.

işte teslimiyetin örnekliğini gösteren olarak Musa a.s. Rabbi yanında bilen olan hiçbir endişeye girmeden Rabbim benimledir.O bana doğru yolu gösterecektir.diyor.

Bu hali ile tüm korku ve endişelerden selamete eriyor.

Bu aslında Allah’a teslim olanın yiğit birisi olduğunu dünya hayatının görünen yüzünden basiretlerle ileriyi gören birisi olduğunu ortaya koyar.Bu hali ile bu kişi cesur ve gözüpek biri olarak ortaya çıkar.

Bu  Rabbinizden kalb gözlerinizi açacak basiretlerdir ve inanan bir millet için doğru yolun ve rahmetin kendisidir. Araf 203

Zaten yüce Allah bir başka ayetinde,

Kim Allah’a karşı gelmekten sakınırsa, Allah ona sıkıntıdan çıkış kapıları açar. Onu hiç ummadığı yerlerden rızıklandırır. Allah’a dayanıp güvenene Allah kâfidir. Allah buyruğunu elbette yerine getirir. Gerçekten Allah her şey için bir ölçü, her iş için bir vâde belirlemiştir. Talak 3 demiyor mu?

Biz ne zaman İşimize, Aşımıza, ticaretimize, okulumuza, aile ile ilişkilerimize, toplum ile ilişkilerimize velhasıl tüm ilişkilerimize Allahın boyasını vurursak işte o zaman bizim dünyamız, Aydınlık, parlak ve renkli  bir dünya olur.

Allah’ın boyası …. Allah’ın boyasından daha güzel boya vuran kim olabilir? “Biz ancak O’na yönelenlerdeniz deyin..”. Bakara 138

İşte dünyamızın başımıza yıkılmayacağı, dünyamızın eziyet ve sıkıntılardan, cefalardan, endişelerden karalara bürünmeyeceği bir dünya ancak Allahın boyası ile boyanmakla olur.

İşte Musa a.s ile israiloğulları arasındaki fark onun olayları kara olarak değil renkli olarak görme farkı idi.Bu renk Allah’ın boyası idi.

Ama bizler olayları nasıl görüyoruz. Basiretlerle, renkli ve arkasını görerek yiğitçe ve cesurca mı yoksa karalar içinde sadece dünya hayatının görünen yüzünü bilen korkak ve cahillerden miyiz?

Onlar Dünya hayatının sadece dış tarafını bilirler. Onlar sonrasından habersizdirler.  Rum 7

Share this content:

Yorum gönder